Evet Plakkent’te sıra şimdi de Gramofon Dünyası’nı keşfetmeye geldi. Eğer ilk ses kaydı nasıl yapıldı ve Gramofon’un icadına kadar ne gibi süreçlerden geçildi diyorsanız öncelikle Fonograflar ile ilgili sayfamıza göz atmanızı öneririm.
Fonograflar ile ilgili sayfamızdan öğrendiğimiz üzere, gramofonda çalınmaya hazır yatay plaklar üzerine kayıtlar yapılıyor ve çalmaya hazır hale getiriliyor.
Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, Gramofonlarda kesinlikle günümüzdeki plaklar (7″,33″ vs.) çalınmaz, Gramofonlarda çalacak plaklar 10″‘ ya da 6″(Genellikle oyuncak gramofon plakları) olarak iki ölçüdedir.
6″ (Genellikle Çocuk Plakları)
10″ (Bizim Taş Plak Tabir Ettiğimiz Plaklar)
Gramofonların devir hızı 78 RPM’dir. RPM nedir diye soracak olursanız “Rounds Per Minute” yani “Dakikadaki Devir Sayısı” olarak adlandırılır. Buradan da anladığımız üzere, Gramofonların 1 dakikada 78 kere dönmesi prensibine uygun olarak çalışan 10″ ve 6″ çapındaki plaklar gramofonlarda çalmaya uygun plaklardır.
Taş plaklarda bir tanesi A yüzünde diğer B yüzünde olacak şekilde toplamda 2 şarkı kaydı bulunur.
Bu plakların neden ülkemizde Taş Plak diye adlandırıldığını soracak olursanız, bunun aslında iki nedeni var; Hem sert hem de ağır olmaları. Aslında bu hitap şekli yalnızca ülkemizde var, yurtdışında böyle bir tabir kullanılmıyor.
Evet Gramofonumuza uygun plakları seçtik fakat halen ortada bu plakları çalabileceğimiz bir gramofonumuz yok, dilerseniz gelin şimdide Gramofon çeşitlerini inceleyelim;
Gramofon Tipleri ve Seçimi
Gramofon tiplerinin detayına girmeden önce bu uyarıyı en başta yapmayı kendime bir borç biliyorum; Günümüzde piyasada çokca rastlayacağınız “Hint Malı” gramofonlardan kesinlikle ve kesinlikle uzak durmalısınız. Bu gramofonlar plaklarınızdan beklediğiniz verimi alamamanıza sebep olmakla birlikte, çok kıymetli plaklarınıza geri dönüşü olmayan hasarlar verirler. Bu pikaplar piyasada genellikle 200- 300 TL bandında alıcı bulurlar, fiyatları ucuz diye sizi cezbetmesine izin vermeyin, şunu unutmayın ki plaklarınıza büyük olasılıkla gramofonunuzdan daha çok para vereceksiniz, ve bu kadar para vererek aldığınız yaklaşık 100 sene sağ salim muhafaza edilerek size ulaşmış taş plaklarızın bu sebeple heba olmasına izin vermeyin.
İşte yukarıda bir adet “Plak Katili” Hint malı gramofon görüyorsunuz.
Evet uyarımızı yaptıktan sonra şimdi asıl konumuza geri dönelim;
Masaüstü / Salon Tipi Gramofon
Aslında her bir gramofonun çalışma prensibi aynı, aralarındaki tek fark kullanım alanı. Salon tipi gramofonlar genellikle çok görmeye alışık olduğumuz gramofonların başında gelir. Ses ve müzikalite bakımından en çok tat veren bu tip gramofonlar geniş alanlarda kullanılmaya yöneliktir. Döneminde kimi zaman konser salonlarında insanlara konser vermek için bile kullanılan çok geniş hunili gramofonlarla kitlelere hitap edilmiştir.
Hunili gramofonlarda makbul olan huninin tenekeden yapılmış olmasıdır. Fakat görselliğin önem kazanmaya başlamasından sonra pirinç malzeme kullanılarak yapılan huniler de oldukça rağbet görmüştür.
Çokca kullanılan bu tip gramofonların dışında yine salonlarda kullanılan sehpalı, kutulu gramofonlara da sıklıkla rastlanmaktadır. Bu tip gramofonlarda da aslında huni mevcut olup, huni üst taraftan çıkmak yerine aşağı doğru döndürülüp, kapakların açılmasıyla yine geniş alanlarda güzel bir müzik zevki yaşatılması esasına uygun olarak tasarlanmıştır.
Taşınabilir Gramofon
Taşınabilir bir gramofonu ister evde ister piknikte dilediğinizce yanınızda taşıyıp müzik keyfinizi sürdürebilirsiniz. Bu tip gramofonlar tabiki salon tipi gramofonlara nazaran müzikalite bakımından bir tık daha aşağıda kalırlar. Bunun sebebi ise, hunileri olmadığından ve sesin genellikle direkt olarak diyaframdan çıkmasından dolayıdır.
Resmini görmüş olduğunuz gramofonun sesinin nasıl çıktığını merak ediyorsanız, Gramofon Videoları bölümümüzden muhteşem taş plak şarkılarını dinleyebilirsiniz.
Mini Gramofon
Taşınabilir gramofonların bir ileri evresi de “Mini” Taşınabilir gramofonlar. Bu gramofonlar da özellikle döneminde tatile giderken boyutlarının çok ufak olması sebebiyle tercih edilen, valizlerde neredeyse hiç yer kaplamayan tipte pratik gramofonlar. Müzikalite olarak diğerleri kadar tatmin etmesede, biz nasıl günümüzde bluetooth hoparlörlerimizi alıp plaja gidiyorsak, döneminde de bu gramofonlarla insanlar oldukça keyifli dakikalar geçirmişler. “Peter Pan” , “Mikiphone” gibi farklı isimlerle farklı tasarımlar da döneminde piyasaya sürülmüş, kişnin bütçesine ve zevkine göre bir çok seçenek bugün karşımıza çıkmaktadır.
Peter Pan Gramofon’a bir örnek. Tüm parçaları demonte edilip bu gördüğünüz minik kutunun içine sığabiliyor. Her ne kadar resimde görünmese de, plağın üstünde durduğu “X” şeklinde katlanabilir metal parça da plağın stabil bir şekilde dönüşünü tamamlamasına yardımcı oluyor.
Gramofon İğnesi Seçimi
Evet ihtiyacımıza göre gramofonumuzu da seçtiğimize göre, şimdi sıra iğneye geliyor. İğne gerçekten gramofon için özellikle günümüzde çok önemli. Pikaplarda olduğu gibi bir iğne ile aylarca plak dinlemek gibi bir imkanımız malesef gramofonlarda yok. Gramofon iğneleri kullan at şeklindedir. Çok kıymetli plakları dinlemek için uzman kullanıcılar her plağın bir yüzünü dinledikten sonra iğnelerini atarlar. Fakat benim tavsiyem 1 iğne ile 1 plağın her iki yüzünü de dinlemektir.
Aman canım ne olacak ben bir iğneyle 10 tane plak dinlerim diyenleriniz olabilir. Fakat böyle birşey teknik olarak zaten mümkün olmayacak olup, denendiği takdirde de kıymetli plaklarınıza geri dönüşü olmayan hasarlar vereceği aşikardır.
Gelin şimdi bu anlatılanları teknik olarak inceleyelim;
Daha önce de anlattığımız gibi, plaklara yapılan kayıtlar, ses titreşimlerinin malzemeyi deforme etmesi yoluyla açtığı kanalların iğneler tarafından okunarak diyaframlar tarafından yansıtılması prensibine dayanır. Yukarıda gördüğünüz resimde; iğne kanallardaki oyuntulara nüfuz ederek, titreşimleri diyaframa iletiyor ve plaklar üzerine kaydedilen sesler kulaklarımıza kadar iletiliyor.
Gramofon iğneleri her ne kadar sert olsa da aşınabilir malzemelerden imal edilmiştir. Eğer siz iğnenizi gerektiği şekilde kullanmaz ve birçok plak üzerine uygularsanız;
a’dan c’ye doğru bir iğnenin aşınmasını görüyorsunuz.
“c” düzeyinde aşınmış bir iğnenin, pek kıymetli plağınızın kanallarına vereceği zararı tahmin edebilirsiniz. Plağınızın parlaklığını götürdüğü gibi, üzerinin harita gibi olmasına sebep olacaktır. Neredeyse 100 yıl boyunca yaşamış olan bu plağın sizin ellerinizde haşat olmasına gönlünüzün razı gelmeyeceğinden eminim…
Gramofon İğnesi Seçimi
Evet yanlış duymadınız, iğnelerin de hepsi aynı değil. Gramofonda da iğne tipi çeşitleri var. Aslında bu seçim de kullanım amacına göre değişmekte, şöyle ki; İnce gövdeden kalın gövdeye doğru ses artar. Gramofonumuzun ses ayarı olmadığı için dönemde buldukları çözüm, iğnenin çapını düşürerek sesin diyaframa daha kısık iletilmesini sağlayarak yine Türk tabiriyle “Gece iğnesi” adı altında geceleri komşuları rahatsız etmeden kullanılmasıdır. Bu iğneler genellikle altın kaplama olup, normal iğnelerin aksine 2 ya da 3 plak çalımına olanak sağlarlar.
Bu da demek oluyor ki, elimizde hem akşamları dinlemek için ince “Gece iğnesi” hem de en iyi sesi alabilmek için “Medium Ton” denilen en naturel sesi veren iğne edinmemiz gerekiyor. Tabiki biraz da fantaziye kaçalım ses bozulsada ben çok umursamam derseniz, biraz daha kalın “Extra Loud” iğnelerden faydalanabilirsiniz.
Görüğünüz üzere, döneminde üretilen, şimdilerde “Retro” tabirine birebir uyan rengarenk iğne kutuları için bile koleksiyon meraklıları mevcut. Özellikle yurtdışında paha biçilemez iğne kutusu örnekleri barındıran koleksiyonlara rastlamak mümkün.
Gramofon İğnesi Nereden Alınır?
Günümüzde gramofon iğneleri plastik de dahil olmak üzere bir çok malzemeden üretilebiliyor. Fakat bu iğnelere kısaca “Plak Katili” diyebiliriz. Piyasada çokca görebileceğiniz pırıl pırıl minik Marylin Monroe’ lu ,kutularda çin malı iğneler uygun fiyatlara satılmakta. Bu iğneler de yine aynı şekilde “Plak Katili” olarak tabir edilir.
Kapalı kutu dönem iğnesine bir örnek
Takdir edersiniz ki, gramofon iğneler sarf malzeme olduğu ve kullan at oldukları için, döneminde üretilen orjinal iğneleri bulmak çok kolay değil, fakat plaklarınızın sağlığı ve müzikalitenizin sekteye uğramaması için orjinal dönem yapımı iğnelere yönelmeniz çok daha doğru olacaktır.
Bir de unutmadan şunu söylemeliyim ki, firmaların döneminde verdiği demeçlerde, plaklarınız hangi marka ise, iğnenin de o marka olması, sesi en iyi şekilde yansıtması açısından önem arz etmektedir. Fakat günümüzde bu imkan malesef çok da kolay elde edilecek gibi durmuyor.
Sizler için Gramofon Dünyası’na hızlı ve özet bir giriş yapmak istedim, umarım yararlı olmuştur. Aklınıza takılan herhangi bir konu olursa her zaman bize mail gönderebilir, ya da @plakkent instagram sayfamızdan bizlere ulaşabilirsiniz.